Çocuk kaçırma, büromuzun özel bir çalışma alanlarındandır. Örnek olarak: evli eşlerden birinin çocuğu anne ya da babanın rızası olmadan alıp Türkiye’ye götürmesi bir çocuk kaçırma olayıdır. Burada yurtdışına kaçış gerçekleşmeden davranabilmek çok önemlidir. Türkiye’nin de taraf olduğu 1980 tarihli Den Haag Sözleşmesi’nin uluslararası çocuk kaçırma hükümleri bu durumda geçerli olacaktır. Sözleşmenin amacı, çocuğun en kısa zamanda geri getirilmesidir. Yabancı mahkemeler, kendi vatandaşının başkaca bir zarara uğramasını engellemek için kendi iç hukukunu uygulamak ile yetkilidir ve bu durumda genelde annenin hakları sınırlanmaktadır.
İstisna olarak çocuğun iadesi Türk Mahkemeleri tarafından reddedilebilir. Örneğin: çocuğu tehdit eden ciddi bir tehlike altında olması durumunda. Çocuğu kaçıran eş Türkiye’de çocuğun velayetini tek başına almak için Velayet davası açar, bu dava prensip olarak Almanya’da tanınabilir ve diğer eş bu durumda velayet hakkını kaybeder. Bu nedenle tam vaktinde Türk Mahkemelerine çocuğun iadesi için başvuruda bulunulmalıdır.
Open/Close Menu
Unsere Kanzlei ist spezialisiert auf Arbeitsrecht, Steuerrecht, Urheberrecht, Markenrecht, Gesellschaftsrecht, Vertragsrecht, Verkehrsrecht, Familienrecht, Erbrecht